ETKİNLİK TAKVİMİ
Haziran / 2024
Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
         
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30

DİĞER

 
 
O BİR BABA YİĞİTTİ



Hacı Muzaffer Ozak, Osmanlı ile Cumhuriyet arasındaki geçiş dönemi insanlarındandı. Hani hep söylüyorum ya ‘’bir ayağı Osmanlı’da, bir ayağı Cumhuriyette’’ . Kendi tabiriyle ailesinin yüz yıldan fazla İstanbulluluğu vardı. Yine onun ifadesiyle bir tarafı Anadolu, diğer tarafı Rumeli. O kadar sıra dışı, o kadar nevi şahsına münhasır bir adamdı ki bir bakarsınız tekkede postnişin, Beyazıt’taki çarşıda sahaflar şeyhi, camide hatip, bir bakarsınız kahvede sohbet ehli. Her nerede olursa olsun son derece şık. Başındaki fötr şapkayı mütemmim cüzü gibi yanından ayırmazdı. Biraz Yahya Kemal, biraz Fuad Köprülü, biraz Mükremin Halil, biraz Kenan Rifai, biraz Fethi Gemuhluoğlu, Ali İhsan Yurt.

Kıssadan hisse çıkarmakta üstüne yoktu. Nüktede sınır tanımazdı. Ağzına geleni söylemekten geri durmazdı. Samimiyetinden asla şüphe duyulmazdı. Kereminin, cömertliğinin ne boyutlarda olduğu tahmin bile olunamazdı. Kendine has bir neşe sahibiydi…

Halvetiyye’nin Şabaniyye’sinden Cerrahiyye’ sine geçmiş, meclislerini sohbet,musiki ve zikirle meczetmiş gerçek bir sahib’ül meydandı. Karagümrük’ten Amerika’ya ses duyurmak her yiğidin harcı değildir. Zaten o da sıradan bir yiğit değildi.

O bir baba yiğitti.

Zamanında ben ona bende olmadım, ama onun eski bir fotoğrafı çok eskiden beri bende… Beyazıt’ta bir kahvede, muhabbette. Beyaz takımıyla sandalyede. Etrafı pür neşe.

Şimdi gelse Sarayda, Enderun’da bir meclis kursak ne güzel olurdu.  Tesellimiz onun,  hala gönül meclisimizin müdavimi olmasıdır. Ne mutlu zamanında onun meclisinde müdavim olanlara.

  O BİR BABA YİĞİTTİ