ETKİNLİK TAKVİMİ
Ekim / 2024
Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
 
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31

GÜNCEL YAZILAR

 
 
ANKARA MÜDAFANAMESİ

O kadar çok soran oldu ki, o kadar çok merak eden oldu ki artık benim ne düşündüğümü ne hissettiğimi çok açık biçimde yazmamın zamanı geldi de geçiyor.

Ankara’ya alışabildim mi, Ankara’yı sevebildim mi, Ankara’da kalmayı düşünüyor muyum? İşte bütün bunların cevabını gayet samimi bir şekilde veriyorum. Bu aslında bir nevi pişmanlık ve itiraf yazısı da olacak.

Hayatta hiç büyük konuşmamak lazımmış. Ben büyük konuşmuşum.

Ankara ile ilgili bütün önyargılarım ve kanaatlerim iflas etmiştir, ilan ederim. Belki inanmayacaksınız ama bir iki gün ayrılınca Ankara’yı özlüyorum. Sen bütün hayatın boyunca “Ankara’yı sevmiyorum.” de, “Bir gün bile kalmaya katlanamıyorum.” de, “Tek güzel tarafı İstanbul’a dönüşü.” de ve sonra ‘Ankara’ya güzelleme’ yaz.

Bu bir itirafnamedir. İlk işaretleri de Ankara Kalesi ile Hacı Bayram arasında görüldü. Sonra Mahmut Paşa ve diğer hanlar; Arslanhane, Ahiler ve diğerleri… Ankara’da Mimar Sinan’ın eseri bile var, keşke mevlevihane de ayakta olsaydı.

Bentderesi ile başlayan merakım Hoşderesi, Kavaklıderesi, Çubuk suyu derken Mogan Gölü ile Eymir Gölü arasındaki kanalın durumunu merak edip bakmaya kadar vardı.

Hıdırlıktepesi, Hacettepesi derken İdris Dağı ile Elma Dağı ile merakım tam bir zirveye dönüştü. Söğütözü’nün söğütleri ne oldu?  Ankara’nın tiftik keçileri duruyor mu? Keçiören adı nerden geliyor? Ankara armudunun iyisini kim yiyor? Arada Ankara tavasıyla bir de misket havası var. Bütün bunları da merak ediyorum.

Ne güzel Ankara’yı seviyorum. Hele sabahları, Gölbaşı’nın dibinde Elmadağ’a karşı çay içerken o keyif var ya… (Fotoğrafa bakar mısınız!)

Akköprüsü, Hisarı, Samanpazarı, Atpazarı, Tahtakalesi, gez gez bitmez. Bir de Ankara’nın çiğdemini görürsem bu iş bitti arkadaş…

 

  ANKARA MÜDAFANAMESİ