ETKİNLİK TAKVİMİ
Aralık / 2024
Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
           
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31

TOPKAPI SARAYI

 
 
HEREKE’NİN VE TOPKAPI SARAYI’NIN YOĞURTÇULARI

 

Çocukluğumun Hereke’sinde öyle çarşıdan, bakkaldan, marketten hazır yoğurt alınmazdı. Evin büyükleri, küçüklerin eline birer tas, tencere, yoğurt kabı verirler yoğurtçu dükkanlarına gönderirlerdi. Bunlar genellikle emaye kaplar olurdu. Hereke’nin iki ayrı yoğurtçusu vardı. Bir tanesi Arap Mehmet’in tarihi ağılından gelen sütlerle yapılan yoğurdu satan Raşit,Arap Hüseyin’in kahvenin önce altında, sonra üst katında yoğurt satardı. Hereke’nin yerlileri genelde ondan alırdı. Aile bir dönem belediye başkanlığını   -Arap Hüseyin Tetik- yapsa da çobanlığı ve hayvancılığı ile de meşhurdu. Bizim koyunlardan hastalanan olursa dedem:  


‘Arap Hüseyin’e soralım, o bilir.’ derdi.


Onun dışında da zaten Arap Hüseyin’in hiçbir görüşüne, özellikle siyasi fikirlerine  itibar etmezdi. Dedem koyu demokrat, öbürküler Halk Parti’ydi. Yine de hayatı boyunca hep onların kahvesine gitti oturdu. Neyse konumuz siyaset değil, biz yine yoğurda devam edelim.


Hereke’nin yerli olmayan,  halkı da daha çok yoğurt almaya Kastamonulu Sadık ve Hikmet’in dükkanına giderlerdi. Orada yoğurttan başka yufka ve tahin- pekmez de satılırdı. Bu iki yoğurt dükkanından başka bir de akşama doğru ‘kaymak yoğurt ! koyun yoğurdu! ,arada Silivri Yoğurdu ! ’ diye bağıran Kastamonuluların babaları vardı. Bunlar Hereke’nin çok renkli kişileriydi. Bazen peşlerine köpekler ve çocuklar takılırlardı. İki omuzun üzerinde taşıdıkları tepsilerle sırık hamalına benzeyen bu yoğurtçular seyyar olarak satış yaparlardı. Müşterinin getirdiği kabın önce darası alınır, yani ağırlığı küçük dirhemlerle ve taşlarla ayarlanır, sıfırlanır, sonra istenilen miktarda, özel bir küçük kürekle yoğurt konurdu. Bazı kişiler yağlı ve tozlu olduğu için yoğurdun kaymağını koydurmazlardı.


Bunların dışında bir de pazara gelen köylülerin sattığı yoğurtlar vardır ki, onlar bakraç veya çömlek usulü  ile alınırdı. Bir hafta önce aldığı bakracı bir hafta sonra boş getirecek ve dolusunu alacaksın.


Koyun yoğurdu dışında bir de kandıranın meşhur Manda Yoğurdu vardı. Oraya da özel ısmarlama yoğurt haber edilecek ve oradan  getirtilecek.


Ben tam olarak yetişemedim ama dedem de bir dönem yoğurtçuluk yapmış. Evde cam kaseler hala duruyordu. Daha sonra birçok işte olduğu gibi onda da sebat göstermemiş.


Çarşıdan alınan yoğurtların dışında bir de evin kadınları kendileri yoğurt yaparlardı. Ya da daha doğru bir deyişle yoğurt mayalarlardı. Sonuçta hepsi doğal yoğurt. O yoğurtları kaşıkla alıp yemeye başladığın andan itibaren katılığı ve lezzeti değişir, önce sulanır, sonrada yavaş yavaş ekşirdi.


Şimdi yoğurtlar  ila maşallah bir ay bozulmuyor!.. Üstü küf tutuyor, altı çimento gibi sağlam,ekşimiyor...


Bu ne iştir buna da benim aklım ermiyor.


Bir de Yoğurt kapları üzerinde ne zaman yapıldığını göremiyorsunuz. Son kullanma tarihi diye bir şey yazıyor.


Yahu kardeşim! Ben senin yoğurdu ne zaman yaptığını merak ediyorum, onu öğrenmek istiyorum. Ne zaman bitireceğime sen ne karışıyorsun!


Gelelim İstanbul yoğurtlarına…


Bekarlığım zamanında Fatih’te ki evime arada rahmetli babam gelirdi ve bende kalırdı. Bir akşam bana dedi ki:


‘Haluk burada çok güzel bir yoğurtçu buldum. Yoğurduna bayıldım.’

 

Sonra da her gelişinde o yoğurtçudan yoğurt istedi. Yoğurtçunun adı ‘Barbaros’ … Aynı zamanda muhallebici dükkanıydı. Hırka-i Şerif’in karşısında Koyunbaba’da… Adı bile ne güzel !İstanbul’un en güzel koyun yoğurdu Koyun baba’da..


Dükkan 1918 de kurulmuş.1970 li, 80 li yıllarda Fatih’teyken uğradığım Barbaros’a şimdi artık kendim çok gidemiyorum. Ama her sene 40 yıldan beri Allah nasip ediyor yine Barbaros’tan yoğurt yiyorum.

 

Kemal Kurap ve Ali Kurap bu senenin ilk mahsulü çıktığı zaman, önce haber veriyorlar sonrada yoğurt gönderiyorlar. Bendeki yoğurt merakına, onlardaki kerem ve inceliğe bakar mısınız?


 Artık uzun yıllardan beri Anadolu yakasında oturuyorum. Oradaki yoğurtçum ‘Üsküdar Kanaat Lokantası’


Ama bana göre yoğurdun asıl memleketi Rumeli…


İnşaallah Rumeli’nin Edirne’sinden başlayıp, İskeçe’de, Üsküp’te,Debre’de,Prizrende’de tekrar yoğurt yemek nasip olur.


Şu son günlerde siyaset yüzünden millet birbirini yiyor. Biz de bu senenin koyun yoğurdunu yine yedik elhamdülillah diye şükrediyoruz…

 

  HEREKE’NİN VE TOPKAPI SARAYI’NIN YOĞURTÇULARI